16 Şubat 1916 tarihinde Ruslar'ın Erzurum'u işgali Erzincan ve çevresini önemli ölçüde etkilemiştir. Tercan ve Bayburt'u ala Rus kuvvetleri, Erzincan yönünde ilerlemeye devam ederler. Rus kuvvetleri 24 Temmuz 1916 yılında Erzincan'ı yağmalarlar. Ruslardan cesaret alan Ermeniler katliamlarını iyice arttırırlar. Erzincan'ın düşmesinden sonra Rus kuvvetleri bir yandan Kemah'a diğer yandan Refahiye'ye yönelmişlerdir.
Kerer Köyümüzün yaylalarında mevzilenen Türk askeri, Rus saldırısı karşısında Refahiye istikametinde geri çekilmeye başlar. Geri çekilen bu askerlerin bazıları yaralanmış, diğerleri de perişan vaziyettedir. Köye gelen bu askerler köylüler tarafındanyedirilir, içirilir ve uğurlanırlar.
Mevsim yaz ve tam ekinlerin biçilme zamnıdır. Rus kuvvetleri Kırlar mevkiindeki aydoğdu gediğine kadar gelmişler ve buradan köyü top ateşine tutuyorlardı. Köy halkı göçüp göçmeme konusunda tereddüt ederken, birgün öğlen vakti 20 kişilik Rus askeri köye girer. Köy halkı daha önceden hazırlananmahzenlere saklanır. Rus askerleri köyü dolaşıp, saklanan insnları dışarı çıkrarak kendilerine zarar vermeyeceklerini söylerler. Köyden bir miktar gıda maddesi toplarlar. Sonra köyden eli silh tutabilecek 15-20 kişilik bir grubu da yanlarına alarak köyden ayrılırlar. Rus askerleri yolda giderken, yanlarında götürdükleri bu kişilere "Size birşey yapmayacağız, bize askerlik yapacaksınız" derler. Bu Rus askerlerine içinnde köyü ve çevreyi çok iyi tanıyan ve Ruslara yardımcı olan Ermenilerde vardır. Bu Ermenilerden birisi, köylülerden ikisini tanır. Bu Ermeni tanıdığı kişilere der ki "Gece sizi vuracaklar, ben sizin arkanıza geçer ve havaya ateş ederim, siz bu arada kaçın." Ruslar Kerer Köyünden aldıkları bu gençleri Aydoğdu Gediğine götürürler. Gerçektende gece ictima var diyrek, köylüleri ikişerli sıra halinde dizerler.. Daha sonra ateş emri verilir. Kerer Köyü'nden iki kişiyi tanıdığını söyleyen ermeni, sözünü tutar ve havaya ateş eder. Neticede kurşuna dizilenlerin hepsi orada ölür, fakat bu iki kardeş kurtulurlar. Kendilerini yereatıp vurulmuş gib yaparak dereye doğru yuvarlanan bu iki kişi Kerer Köyünden Merhum Balı ile kardeşi Kemah İnce'dir. Ayrıca Hafz Hamza ile Zabit'de kurtulurlar. Sabahın erken saatinde hiç durmadan koşarak köye gelen bu kişiler, güneş doğarken köye acı haberi ulaştırırlar.
Bu acı haber köylüleri derinden yaralamıştır. Böylece Doğu Anadolu'da yaşanan Rus ermeni mezaliminden Kerer köyü de etkilenmiştir. Köyde kimiri yakınını kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken, kimisi de bu olayın acısından şaşkına döner. Göçüp göçmeme konusunnda tereddüt eden köy halkı, bu olay üzerine hemen bir panik içerisinde yola koyulurlar.
Yanına bir kaç parça eşyasını alanlar, Refahiye yönünde harekete geçer Bu arada çevre köylerde Muhacirlik denilen sefere koyularak yola çıkarlar. Yollar oldukça kalabalıktır. Erzincan'dan Erzurum'dan ve diğer illerden daha önce göç eden insanlar, perişan bir vaziyette yolculuğa devam etmeye çalışırlar. Bir yandan açlık, bir yandan hastalık, diğer yandan yorğunlur ve bitkinlik insanları canlarından bezdirmiştir. Yanına aldığı ineğin sırtına attığı bir heybeyle yoluna devam eden bir aile bu sefalete kaç gün dayanabilir ki...
Günlerce devam eden bu ızdıraplı yolculuktan sonra Sivas'a, oradan Nevşehir'e, Kırşehir'e kadar gidilir. Devlet, bu göç eden insanları oralarda çeşitli köylere yerleştirir. Buralardaki insanlarda geçim sıkıntısı çektiği için, muhacir olarak köylerine gelen insanlara fazla yardımcı olamazlar. Bu çileli hayat, köyünden aşından, işinden ayr kalan insanlara iyice sıkıntı verir. Bir yandan savaşın acı hatraları, kaybedilen insanlar, diğer yandan yokluk ve sefalet insanları canından bezdirir.
1917 yılında Rusya'da çıkan bolşevik ihtilalı nedeniyle, Rus ordusu Erzincan'ı, Ermenilerin idaresine bırakarak geri çekilir. Bunu fırsat bilen Ermeniler, yörede emsali görülmemiş vahşete girişirler. Nihayet Binbaşı Halit Bey idaresindeki milis kuvvetleri ermenileri sıkıştırmaya başlar. Bir yandan da Türk ordusu erzincan'a yaklaşır. 13 Şubat 1918 tarihinde Erzincan ve çevresi düşman işgalinden kurtarılır.
Yörenin düşman işgalinden temizlenmesinden sonra muhacir olarak başka yerlere göç eden aileler tekrar eski yerlerine dönerler. Ruslar işgal yıllarında Kerer köyünde Kışla denen yere kadar gelmişlerdir. Kışla, Kerer Köyüne yaklaşık 3 km kaar uzaklıktadır. Köy yakınındaki Kışla mevkiinde karargah kuran Ruslar, Kerer Köyünü yağmalamışlar ve köyü tahrip etmişlerdir.
Muhacirlikten dönen köy halkı, köyünü evini görünce bir yandan toğprağına kavuşmanın sevincini yaşarken, diğer yandan viran olmş köyünü görünce hayal kırıklığına uğramışlardır. Köye dönenler ne yapacaklarını bilemezler. Düşman gitmiş, savaş bitmiş, fakat yen acılar başlamıştır. Aclık ve sefalet, ottn başka yiyecek birşey yoktur. ot yiyen insanların bir kısmı ölmüştür. Bu durum karşısında kendine güvenen bazı kişiler köyü terk ederek muhacır olarak daha önce gittileri yerlere geri dönmüşlerdir. Köyden ayrlan bu insanlar gittikleri yerlere yerleşerek yaşamaya çalışmışlar, daha sonra buralarda evlenerek yuva kurmuşlardır. Köy de kalan insanlar bir yıl ot yiyerek yaşamışlar, daha sonra devlet her haneye darı dağıtmış bu şekilde ziraat başlamıştır.
Kaynak: Osman Ballı "Her Yönüyle Kerer Köyü"