Yazımıza başlamadan evvel Mübarek Üç ayların tüm İslam dünyasına hayırlara vesile olması temennisiyle sözlerime başlamak istiyorum. Bu ay çok kapalı ve dar bir konu ile ancak çok bilinen ve duyulan bir isim ile sizlere selam vermek istiorum. Sağırzade ailesini sizlere tanıtmak istiyorum.
Dar ve kapalı bir havzada "Kemah Beyleri" namıyla yaklaşık iki asır etkinliğini hissettiren Sağır-zadeler önemli rütbeler almaksızın Kemah, Gercanis, Kurucay ve Eğin kazaları voyvodalıklarını uzun bir dönem ellerinde tutmuşlardır. Mir İbrahim, Abdulbaki, Hacı Abdullah, Demir ve Fettah Bey'ler ailenin önemli şahsiyetleridir.
1758 (1172) yılında ayaklanan Gümüşhane eşkıyalarının tedibi için görevlendirilenler arasında Kemah Bey’i Sağır-zade Hasan Bey de bulunuyordu. Sükûnet sağlandıktan sonra, eşkıya tedibinde emeği geçen kimseler, aynı şekavedi ve azgınlığı kendileri icra eylemişlerdir. Keza, Sağır-zade İbrahim Bey de şakilik ve zulüm yolunu tercih etmiştir. Resmi kayıtlarda ise kendisinden "behradar ve sahib-i devlet ve esar" olarak bahsedilmiştir.
Aile bu dönem, 1773 (1187) Osmanlı-Rus Savaşı’nda ordu için 1.500 güzide süvari istenecek kadar güçlüydü. 1802 (1217) yılında Kemah ve Kuruçay voyvodası sağır-zade Abdulbaki Bey’e Eğin voyvodalığı tevcih edilmiştir. Bunun sebebi, Köse Mustafa Paşa’nın oğlu Veli Bey’in bölge ahalisine karşı acımasız ve haksız uygulamalarıdır. Keban civarındaki madenlere kütük sevk etmekle görevlendirilen aynı zamanda da Diyarbakır valisi olan Köse Mustafa Paşa oğlu Veli bey’i buraya voyvoda olarak atamıştır. Bunun üzerine hükümet voyvodalık görevini Veli Bey’den alarak Sağır-zade Abdulbaki Bey’e tevcih etmiştir.
Husumet bir yandan halkın şikâyetlerine çözümler üretmeye çalışırken bir yandan da iki ayan ailesi arasında rekabet ortamı oluşturmuştur. Fakat Diyarbakır valisi Mustafa Paşa, Sağır-zade ailesinin bölgede tutunmasını engellemek için büyük çaba sarf etmiştir.
Merkezi hükümet, Mustafa Paşa’nın bu tutumunu beğenmemiş ve O’nu görevden almıştır. Köse paşa ailesinin etkinliğinin de azalmasını fırsat bilen Abdulbaki Bey’in bir süre sonra keyfi davranışlarda bulunduğu ilgili belgelerden anlaşılmaktadır.
Merkezi hükümet, Gürcü Osman Paşa’yı emrindeki on tabur askerle Sağır-zade Abdulbaki Bey’in üzerine gönderilmiştir. Abdulbaki Bey’in adamlarından bir kısmı katledilmiş bir kısmı da esir alınmıştır. Bu gelişmeler yaşanırken Abdulbaki Bey ile Köse Paşa hanedanından Mustafa Bey arasındaki rekabet de artmıştır.
Aralarındaki bu rekabetin devam ettiği sıralarda, Mustafa Bey’in merkez tarafından katlinin istenmesi üzerine Mustafa Bey firar etmiş, Abdulbaki Bey ise firarına yardımcı olmuştur. Bu durum, taşradaki ayanların birbirini yakından tanıdığı ve gerektiğinde merkezi otoriteye karşı iş birliği yaptıklarını belgelemesi açısından büyük önem arz etmektedir. Merkezin bütün bu olanları tespit etmesine rağmen Mustafa Paşa’nın yakalanmasına yardım etmesi şartıyla Abdulbaki Bey affedeceğini bildirmesi ise tamamen bir aczi yet olarak yorumlanabilir.
Sağır-zadelerin düzenledikleri baskınlar ve birkaç kez yineledikleri isyanların, ayanlıklarının yıkılışına zemin hazırladığını söylemek mümkündür. Eğin voyvodalığı için Divriğili Veliyeddin Paşa ile mücadeleleri, Keban madenini tehdit etmeleri, bölge halkına zulüm ve tecavüzde bulunmaları belgelerde geniş yer tutmaktadır.
Kaynak: B.O.A. Fon Kayıtları.