HİCRİ 1259 VE 1310 TARİHLERİ ARASINDAKİ
KEMAHLI POSTA TATARLARIMIZ VE POSTA MEMURLARIMIZ
osmanlıları üç kıtada altı asır yaşatan amillerden birisi de süratli ve muntazam bir haberleşme usulüne sahip oluşudur. Posta tatarları, imparatorluğun bir ucundan öteki ucuna yılmadan haber ulaştırır, yol boyunca menzillerde at değiştirir; bulamazsa valinin ahırından bile at çekip alabilirdi.
Tarih boyu insanlar posta güvercinleri vasıtasıyla veya kaleden kaleye ateş yakıp duman çıkararak ya da ok atarak haberleşirdi. Osmanlılar da bunlardan istifade etmiştir. Ama şüphesiz ki resmî ulakların, yani posta Tatarlarının haberleşmedeki rolü hepsinden önce gelirdi. “Yaya kaldın tatar ağası!”, “Tatarın gidişini beğenmedim!”, “Atı alan Üsküdar’ı geçti!”, "Tatar'ın kılavuza ihtiyacı yok." gibi sözler, bu devirlerden kalmadır.
XIX. asrın başlarında modern posta teşkilatı kurulmaya başlandı. Postalar, arabalarla devlet memuru postacılar tarafından taşınmaya başlandı. Menzilhâneler, postaneye dönüştürüldü. Tatar ağaları postacı olarak resmî kadroya alındı. Ülkede posta işleri hususî olduğu için, ecnebilerle ait postaneler de vardı. Bunlarla rekabet, resmî posta teşkilatının gelişmesini sağladı.
O zamanlar posta ücretini gönderen öderdi. Posta, alıcıya postanede teslim olunurdu. Uzak köylere postayı müvezziler götürüp alıcıdan ayrıca ücret alırdı. 1863’te posta pulu kullanılmaya başlandı ve alıcıdan hiç ücret alınmaz oldu.
Ancak resmî postanelerin sayısı mahdut idi. Çoğu yerde posta taşıma işini gayrıresmî postaneler ve Tatar ağaları sürdürdü. Bunlar maaşlı değildi. Taşıdıkları yük, hatta pullu mektuplar için alıcıdan ücret alırdı.
Posta, arabalarla, sonraları tren ve gemilerle taşınırdı. İstasyon ve liman postanesinden postayı tatarlar alıp, gideceği yere kadar götürürdü. Daha ötesi için gerekirse başta bir posta tatarı devreye girerdi.
İki belde arasındaki posta nakliyatı görülmeye değerdi. Postayı alan tatar ağası, bir sürücü, yanında asayişin durumuna göre atlı jandarmalar ve posta taşımaya mahsus beygirlerle yola çıkardı. Yükler su geçirmez meşin, üstten atma kapaklı bavul şeklinde çantalar içindeydi. En önde sürücü, arkada yükler, en arkada tatar ağası ve zaptiyeler giderdi. Geçilen yerlerde tatarlar gür sesleriyle “Postaaa!” diye bağırarak postanın geldiğini halka haber verirdi. Meraklısı posta menzilinin önünde toplanırdı. Şam’dan güneydeki beldelerde posta hecin develeriyle naklolunurdu.
Tatar teşkilatı 1918 yılında kaldırıldı. Posta, yine tren, gemi ve arabalarla taşınırdı. Ancak istasyonlara gelen postayı uzak belde ve köylere sivil postacılar götürürdü. En çok fiyat kırana bu iş ihale edilirdi.
Kemah ilçemiz de postacılık yapan bir çok postahanede devlet memurluğu yapan hemşehrilerimiz bulunmaktadır.
Şimdi sizleri Hicri 1259 tarihine Miladi 1843 yılına götürüyor ve o günlerin postacılarının hikayelerini okumaya davet ediyorum.
Büyük bir titizlikle inceleme imkanım bulunan ve değerli katkılarını benden esirgemeyen Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğüne ve sevgili Müdürümüz Hayati Gülboy'a sonsuz teşekkürlerimi sunarak Kemahlı Posta Tatarlarının hikayelerini sizlere aktarmaya çalışacağım.
KEMAHLI POSTA TATARLARI
Posta Tatarı Veli Mehmed
Posta Tatarı Ali Ağa
Posta Tatarı Hafız Ağa
Posta Tatarı Süleyman Ağa
Posta Tatarı Hafız Hasan Efendi
Posta Tatarı İsmail Ağa
Musul Bağdat arası Posta Tatarı Akif Ağa
Posta Tatarı İbrahim Ethem Efendi
Posta Memuru Mustafa Hulusi efendi
Dersaadet Postahanesi damga Memuru Ali Ağa
Sadaret Kavasları Posta Başı Osman Ağa
KEMAHLI POSTA TATARLARININ İLGİNÇ HAYAT HİKAYELERİ
1845 yılının şubat ayında her hafta Dersaadet’ten Bilecik, Kütahya, İzmir, Aydın ve Isparta tarikleriyle Konya’ya işlemekte olan izmir posta tatarlarından kıymetli hemşehrimiz Kemahlı Ali adlı posta tatarı Sögüt dağından geçerken yol kesicilerin saldırısına uğrayarak şehit edilmiştir. Bu olayın en ilginç yanı hadiseye şahin olan Kasımpaşa’lı posta tatarı Mehmed’in durumu olayın yaşandığı Sögüt’e ilçesine bildirmesidir.
Aradan 8 ay geçer olay Bilecik’te mahal bulduğundan Bilecik Kayakamlığı Sögüt kazasına tabi nefs-i Sögüd’e bir buçuk saat isimlerini bir liste halinde yayınlar.
1846 yılında Kemahlı posta tatarı Ali Ağa’nın katil zanlısı olarak yakalanıp tutuklanan şahıslar hakkında geniş bilgi gönderilmek üzere Bilecik kaymakamlığı Bursa Valisine bir Emirname yazılmasını ister. Ancak Emirnameyi yazabilmek için Zabtiye Meclisinin yazısı gereklidir.
Olay oldukça büyür aradan bir yıl daha geçir sene 1847 tarihini göstermektedir. Bilecik ilimizden sonra Kütahya ilimizde bu olaya bir şekilde dahil olur.
Neticede katiller yakalanır ve hüküm verilir. Hüküm Kemahlı posta tatarı Şehit Ali’nin ruhunu rahatlatmıştır.
1859 tarihinde Posta tatarı Kemahlı Süleyman Ağa; Bağdat postasıyla gelirken büyük bir miktarda parası eşkıyalarca çalınır.
Devlet bu parayı bulabilmek için çok uğraş verir. Osmanlı Padişahı Abdulmecid Han bu paranın bulunabilmeki için ferman yazar. Aradan çokbir zaman geçmez çalınan para bulunur.
Para bulunun ama daha önemli bir şey daha ortaya çıkmıştır. Yıllar önce Ergani kalesinden bir miktar top çalınmıştır. Kemahlı Süleyman Ağa’nın çaldırdığı para ile birlikte bu toplarda bulunur.
Devir Osmanlının 34. Padişahi Sultan Abdulhamid han devri. Sene 1893. Bizatihi kendi imzası ile önemli bir posta yola çıkar. Adresi Bağdat ve Erzurum’dur. Posta Bağdat’a ulaştığında tuhaf bir durumla karşılaşılır. Kemah ilçemize ait Sultan II. Abdulhamid imzalı iki parça emanet kayıptır. Bu olay İstanbul’a 2 parça emanet ziyan olmuştur şeklinde ulaşır. Ve olayın meydana geldiği Maznun postahane memurlarından Fevzi ve Şevki efendiler ile Tatar Sivaslı Hüseyin ve Mustafa ve Numan ve Hacı Bekir hakkında Şura kararına göre mahkemeye sevk edilirler.
1903 yılında Selanik'ten Kemah Pekeriç köyünde mukim Berberyan Kalost namına gönderilen emanetin Dersaadet'e geldiğinde içindeki liraların alınmasına karışan, Posta İdaresi'nde başmemur Rıza Efendi ile memur Ramazan Efendi hakkında o tarihe kadar görülmemiş bir tahkikat yapılmıştır.
Kemah Posta ve Telgraf Müdürlüğü görevinden Galata Postahanesi Lisan-ı Türki Katibliği'ne atanan Mustafa Hulusi Efendi'nin Kemah ilçemizde görev yaparken bir maaşını Hicaz Demiryolu ianesi için bağışladığından madalya ile taltifi için gerekli evrakın Hicaz Demiryolu İane Komisyonuna bir riyaset gönderilmiştir.