Mengücek Oğulları Beyliği

Mengücekli Beyliği, Malazgirt savaşından (1071) sonra Büyük Selçuklu Devleti sultanı Alp Arslan’ın kumandanlarından olan ve hakkında, kaynaklarda pek az bilgi bulunan Mengücek Gazi tarafından Erzincan, Kemah, Divriği ve Şarkikarahisar il ve ilçelerini içine alan bölgede kurulmuştur (1080).

Önceleri, Türkiye Selçuklu Devletinin kurucusu Kutalmışoğlu Süleyman şah’a tâbi bulunduğu anlaşılan Mengücek Gazi'nin giriştiği fetihler sırasında şehit olduğu anlaşılmakta ise de ölüm tarihi tespit edilememektedir. Mengücek Gazi'nin ölümünden sonra yerine oğlu İshak geçmiştir.

İshâk'ın 1142 yılında ölümü üzerine, Danişmentliler, beyliğin başkenti Kemah'ı ele geçirdiler. Emir İshak'ın ölümünden sonra Mengücekli beyliği, biri Kemah-Erzincan ve diğeri de Divriği olmak üzere, iki kola ayrıldı.

 Bundan sonra Erzincan koluna Davut’un oğlu Fahreddîn Behrâm-şah hâkim oldu. Behrâm-şah ülkesini gayet iyi idare etmiş ve Erzincan onun zamanında önemli bir kültür ve ticaret merkezi hâline gelmişti.37 Erzincan Mengücekli Beyliği'ne Behrâmşâh'tan sonra oğlu II. Dâvud-şâh geçti. Dâvud-şâh ilim ve kültürle uğraşan ve âlimleri himaye eden bir hükümdardı.

Türkiye Selçuklu sultanı I. Alâeddin Keykubad'a karşı, Erzurum Selçuklu meliki Cihanşah, Eyyubî hükümdarı Meliküleşref ve sultan Celâleddin Harezmşah ile ilişkiler kurma girişimlerinde bulundu.

 

Bunun üzerine Alâeddin Keykubad, Ekim 1228'de harekete geçerek Kemah ve Erzincan'ı almak suretiyle, buradaki Mengücekli Beyliğine son verdi.

 Divriği Kolu: Bu kola mensup Mengücek beylerinden tarihte bahsedilmez. Bunların mevcudiyeti, bu şehirde yaptırdıkları hayır müesseselerinin tetkikinden anlaşılmıştır. Bu koldan ilk Divriği Mengücek Beyi İshak'ın oğlu ve Mengücek'in torunu olan Süleyman'dır. Kendisine âit herhangi bir eser görülmemiş olup, ne zaman öldüğü de belli değildir. Eserlerine rastlanan ve hattâ sikkeleri de bulunmuş olan oğlu Şahan Şah'tır. Şahan Şah kendisine bir de türbe yaptırmıştır ki, bu eseri halk arasında Sitte Melik adı ile anılmaktadır. Sahan Şah'ın, Süleyman ve İshak adlı iki oğlunu tanıyoruz. Süleyman'ın adı sadece kitabelerde geçmektedir. Kendisine ait bir abideye rastlanmamıştır.

Mengücekliler; Erzincan, Kemah, Divriği ve Şarki-Karahisar gibi fethettikleri şehirler ile yetinerek buralara yenilerini katmak gayesini taşımamışlardır. Tarihte onlardan pek az bahsedilmesinin sebebi budur. Buna karşılık onlar ülkelerinin imarına çalışmışlar ve bununla alâkalı olarak her biri aynı zamanda birer sanat abidesi olan hayır müesseseleri vücuda getirmişler, âlim ve şairleri himaye etmişlerdir ki, bu ailenin başlıca hususiyeti de budur, işte bundan dolayı M. Th. Houtsma onları, siyasî faaliyetleri ile kendileri için kitaplar yazılmış ve tarihte kendilerine çok daha fazla yer ayrılmış olan komşularından daha önce tetkik edilmeye layık bulunmuş idi. Erzincan'da bu aileye ait eserlere rastlanmamıştır. Bu şehrin zaman zaman yer sarsıntılarına uğramış bulunması ile alakalıdır. Şehrin civarındaki harap ve kitâbesiz olan kümbet belki Mengüceklilerden birine aittir.

 İlk Mengücek Beyleri’nin merkezleri ve asıl oturdukları şehir Kemah idi. Erzincan, Melik Fahreddîn Behrem Şah’tan itibaren mühim bir şehir hâline gelmiştir. Mengüceklilerden sonra Selçuklu idare adamları arasında birçok Erzincanlı görülüyor ki, bu husus Behrem Şah ve halefinin himmet ve gayretleri ile Erzincan'da başlayan ilim ve kültür faaliyetlerinin tabii bir neticesidir.

Kaynak: Hava Gönüler Yüksek Lisans Tezi

instagram facebook twitter

Haberdar Olun