Unutmayacağız!

Milletler tarihi kıymetlerini ve tarihi hezimetlerini gelecek nesillere aktardıkları oranda varlıklarını sürdürürler. Tarih, bize milli ve manevi değerlerine sahip çıkmayan ve başka milletleri körü körüne taklit edip tarihi ve milli şahsiyetlerini kaybedenlerin, dünya coğrafyasından silinip gittiklerini göstermektedir.

Zaten bir toplumu içten yıkmak isteyenler onların inanç, ahlak ve milli değerlerini yok etmeyi ilk hedef olarak seçmektedirler.

Bizlere İngiliz işbirlikçisi Mustafa Reşit’i Büyük Reşit Paşa, Fransız mukallidi Namık Kemal ve Tevfik Fikret’i vatan şairi, büyük hırsız ve sahtekar işbirlikçi Mithat Paşa’yı vatanperver olarak tanıtan resmi tarih ne yapmak istedi?

Bize gözgöre göre şanlı tarihimizi yanlış bilgiler ile akis ettiren zihniyet on yıllarca yıl bu nesile tarihini yanlış tanıtmak mı istedi?

Kendi kendime şu soruyu defalarca sormak ihtiyacı hissettim. Bizler, Kanuni’nin Hakan-ı Halifesi olduğu İngiltere, Fransa, İtalya, Venedik, Almanya, Avusturya, Hollanda, İspanya, Macaristan, Sirbistan dahil bütün Balkan devletleri, Rusya ve daha pek çok Hristiyan Devletin Haçlı orduları teşekkül ettirerek üzerine saldırdığı ve her defasında yediği darbeyle yere yıkıldığı Osmanlı’nın torunları değilmiydik?

Yoksa biz dünya medeniyetinin bu kadar gerisinde, bazı devletlerin peyki durumunda ilim ve tetkikten bihaber, üniversiteleri çağın gerisinde ve öğrencileri Amerika’ya mı, Rusya’ya mı uşak olsak diye birbiriyle kavga edenler o milletin neslinden miydi?

Bir dönem bu ülkede tarihi bile bile unutturmak isteyen zihniyet dünya ülkeleri arasında alkol, uyuşturucu, kumar ve fuhuş illetinin artışında en başlarda bulunan bu millet kimdi?

Şu husus iyi bilinmelidir ki, Şeyh Edebali, Alaaddün-i Esved, Geyikli Baba, Yunus Emre, Taptuk Emre, Haci Bektaşi Veli, Emir Sultan, Hacı Bayram-ı Veli, Akşemseddin Hazretleri gibi büyük şahsiyetleri tanımadan Osmanlı’yı anlamak ve anlatmak mümkün değildir.

Türk dilinin yazılı ve görsel basın kanalıyla, internet yoluyla ve adeta Türk dilini ve kültürünü bozma vazifesi üstlenmiş  yazarlar ile tahrif edilmeye devam edilmesi, televizyon filmleri yoluyla şanlı tarihimizde derin izler bırakan şahsiyetleri karalama kampanyasını sürdürmesi  tarih boyunca suya yazılmış yazılar gibi kalmaya devam edecektir.

Bizler şanlı bir neslin evlatlarıyız, yüzyıllarca bu topraklarda onların sulh ve adaletiyle yaşayan binlerce insanın gönül verdiği Osmanlı torunlarıyız.

Ülkenin dört bir yanında açılan Osmanlı Ocakları ile gaza meydanlarının kahraman mensuplarını yeniden bu millete hatırlatma gayesini gütmekteyiz. Kendinizle gururlanınız.  Küllerimizden yeniden zuhur ediyoruz.

Ama hale zihninize takılan sorular var ise, tüm bu gerçekleri tam anlamıyla öğrenmek ve bu sorulara tam cevap verebilmek için lütfen Süleymaniye Cami’sine giderek Camii bahçesinde bulunan Kanuni Sultan Süleyman türbesine, Fatih Cami’sine varıp Peyganber Efendimizin iltifatlarına mazhar olmuş Fatih Sultan Mehmed Han’ın türbesine, Yavuz Selim Cami’sine varıp Hilafeti kazandıran ve camiyle bütünleşen Yavuz Sultan Selim Han’ın türbesine, Divan yolunda bulunan ve 33 yıl tek bir toprak parçası kaybetmeyen Ulu Hakan Cennet Mekan Sultan II. Abdülhamid Han’ın türbesine varıp bir Fatiha okuyunuz. İnanın piri fani halinde son nefesini veren o emsalsiz Hakanlar buna çok memnun olacaktır. O esnada biz de dualarınızı bekleriz.

instagram facebook twitter

Haberdar Olun